Çikolatanın Tarihçesi
Çikolata, kakao ağacının yılda 2 kez meyve verdiği dönemde toplanan kakao çekirdekleri ya da tohumlarının bir takım işlemler uygulanarak ortaya çıkarılan tatlı bir yiyecektir. Tabi çikolatayı halk arasında nedir diye sorduğumuz zaman alacağımız cevaplar daha belirgindir. Örneğin, Çikolata; stresi azaltan, mutluluk hissi veren, sağladığı enerji ve kalori açısından oldukça yüksek bir besindir.
Kakaonun Latince’deki adı "Theobromo Cacao". Yani "Tanrıların gıdası". Yıllarca birçok hastalığın tedavisinde kullanılmış ve bu adı almış. Kaynaklar kakaonun çıkış yerini Honduras, Ula Vadisi olarak gösteriyor. Tarihçiler bu minik köyün çikolatanın gerçek beşiği olabileceğine inanıyorlar. Mayalar, kakaoyu tarımda ilk kez kullanan topluluk olarak biliniyor. Ayrıca dinlerinin temeline kakao ağacının üzerine oturtmuşlar. Mayalar'da, kakao ağacı güneşli zamanların gelişinden önce rüzgarın dört yönünü belirtmek amacıyla Karanlık Çağ günlerinde ekilen kutsal ağacı temsil ediyor.
Hatta köleliğin hüküm sürdüğü Maya ve Aztekler’de kakao para birimi olarak kullanılıyor. O dönemlerde; 1 kakao çekirdeği = 1 domates, 4 kakao çekirdeği = 1 bal kabağı, 10 kakao çekirdeği = 1 tavşan, 100 kakao çekirdeği = 1 köle değerini taşıyor.
Örn. Günümüzde ise 100 kakao çekirdeğinden ortalama 110 gram yani bir tablet çikolata elde ediliyor.
Mayalar'ın düşüşe geçişiyle kakaoda değerini yitirmeye başlıyor. Daha sonra Aztek medeniyetinde eski değerini yeniden kazanıyor. 14.yüzyılın sonlarında Kristof Kolomb’un keşifleri sırasında Aztekler tarafından ona kakao hediye ediliyor.
Bundan sonra kakao ve çikolatanın Avrupa’ya açılan yolculuğu başlıyor. Kakao, İspanya’ya taşınıyor. Çekirdekler, Aztekler'in teknikleriyle işleniyor. İlk başlarda ekonomik değeri için işlense de daha sonra ilaç olarak kullanılmaya başlanıyor. Yine İspanya’da ilk kakaolu içecek yapılıyor ve tüm dünyadan sırrı saklanıyor. Daha sonra içine şeker kamışı, bal ve tarçın giren kakaonun, çikolata olmaya başlaması sır olarak kalmıyor ve tüm dünyaya yayılıyor.